10 Haziran 2016 Cuma

Yalnız değiliz!

     Sizi harekete geçmekten, hayallerinizi gerçekleştirmek için adım atmaktan, doğru bildiğinizi söylemekten vazgeçiren şey nedir? Yalnız kalmak mı? O halde bu yazıda insanların yalnız kalmamak için neler yapabileceğini, yalnız kalsa da kendi tercihlerini yapmaktan korkmayan insanların bizden ne farkı olduğunu hep beraber düşünelim.
     Son zamanlarda sık duyulan bir söz: mahalle baskısı, yani çevremizdeki insanların sizin hayatınız üzerindeki etkisi. Bu neden mahalle etkisi değil de baskısı? Çünkü bizim çevremizden ne kadar etkilendiğimizden çok, çevremizin bizim üzerimizde ne kadar söz sahibi olabileceğini anlatan bir terim. Mahalle baskısının sadece oturduğumuz mahalleye özgü bir şey olmadığını düşünüyorum. Önyargıların olduğu özgür düşünceye izin verilmeyen heryerde (ailede, işte, okulda) bu tip baskılar olacaktır. Hatta ne yazık ki eğitimli insanlar arasında da çokça gözlediğim mahalle baskısı var. Bir üniversitede örneğin Darwin'in evrim teorisi işleniyor, bu derste çıkıp birinin 'Hocam, benim inancıma uymuyor görüşleriniz'' demesi ne kadar hoş karşılanır? Sadece bir teori olmasına rağmen bütün bilim adamlarının bunu içselleştirip kabul etmesi gerekiyor (!) Neden peki? Bilimin araştırarak bilgi elde ettiğini ve dinin dogmatik bilgi olduğunu düşünüyorsanız neden henüz teori aşamasında olan bir çalışmaya yürekten inanıp sorgulamadan kabul etmemizi öneriyorsunuz? Mahalle baskısı tam manasıyla budur, kendi inanç ve değer yargılarını başkalarına da empoze etmeye çalışmak, bunu kabul etmeyenleri de dışlamak ve yalnız bırakmak. Yalnız kalma, dışlanma korkusuyla görüşlerini, inanç ve değer yargılarını açıklamaktan çekinen, dolayısıyla bunları bir tartışma ortamı bulamayıp gerçeğe ulaşmaktan uzak insanlar.
     Akademik dünyada da bu baskının oluştuğuna, özgür düşüncenin kısıtlanmasına şahit oldum. Mahallede eve niye geç geldin diyen komşu baskısına da şahit oldum. Bu durumda ikisinin farklı olmadığına kanaat getirdim; özgür düşünceden korkan, kişinin kendi değer yargılarını seçmesi gerektiğine inanmayan herkes gözümde baskıcıdır. Bu değer yargıları insana anlatılmalı, hatırlatılmalı evet, toplum içindeki kurallara saygı gösterilmeli evet. Ama kişinin kendi yolunu bulmasında bu baskıların ancak engelleyici olduğunu düşünüyorum. Açıkçası mutsuz, etrafına duvarlar örmüş, kimsenin kendini anlamadığını düşünen nesiller oluşturmaktan başka bir işe yaramaz. Peki biz kendi yolumuzu nasıl bulacağız? Aslında yalnız olmadığımızı hatırlayarak başlayalım işe. Biz bu dünyaya başkalarının değer yargılarını yanlış olduğunu düşünsek de onaylamak, onlara uygun yaşamak, haksızlıklara içinde bulunduğumuz topluma göre tepki vermek ya da vermemek için mi geldik acaba? Hayır, biz bu dünyada doğru olanın yanında durmak, haksız ve yanlış olanları düzeltmeye çalışmak için geldik, iyiyi ve güzeli çirkine ve kötüye tercih etmeye geldik.
     Bu yolda bir rehber olarak Kuran'ı anlayarak okumanızı tavsiye ederim. Bizi akıntıya sürükleyen kötülerin çok olması bizleri şaşırtmamalı, yolumuzu görmemize engel olmamalı, yalnız kalma korkusu eğer doğru yolda olduğumuzu biliyorsak Allah korkusundan öteye geçmemeli. Bize olmak zorundasın, yapmak zorundasın dedikleri şeyleri Allah emrediyor mu? Bunu sorgulayarak başlamalı, çünkü siz aslında yalnız değilsiniz ve hesabı O'na vereceksiniz. Aile ve arkadaşlarınız geçici bir süreliğine sizinle yol arkadaşlığı yapacak, yollarınız ayrıldığında yaptıklarınıza pişman olmamak için rehberinizi doğru seçin. Kuran'da saptıranlar ve onlara uyanlar hakkında ayetler gerçekten düşündürücü ve bunların hiçbiri tesadüf değil, bunlar bizim yaşayacaklarımızı ve göreceklerimizi öncesinden takdir eden Allah'ın sözleri. 

     Aile, mahalle, arkadaş kısaca diğer insanlardan gelecek eleştiriler ve dışlanma bazen bizi üzse de, Yaradan'a sığınıp doğru yola ulaşmak için çabalamalıyız, insan için çabaladıklarının karşılığı vardır unutmayalım. Yalnız kalma korkusuyla yanlış yollarda sürüklenenler olmaktansa, doğru bildiğimiz yolda tek yürümeyi göze alalım. Bir zaman sonra Allah'ın bize daha güzel dostlar ve daha iyi bir çevre verebileceğini unutmayalım. Hayırlı cumalar sevgili okurlar...
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaşam ve Ölüm

Doğumu mucizevi bir olay kabul ediyoruz fakat ölüm neden hep kötü şeyler hatırlatır bizlere? Başka bir boyuta geçeceğimize inanan herkes iç...