15 Temmuz 2016 Cuma

Yüzeyden öze doğru

     Sadece kendi çevrem mi, toplum mu yoksa artık bütün dünya mı şekilci karar veremiyorum, özünü kaybetmiş milyonlarca insan birşeye benzemek, mış gibi yapmak tasasını taşırken, kendini bulmaktan çok uzak. Gerçekliğini kaybetmenin sonu da şuraya varıyor: ismini sayamayacağım yüzlerce psikolojik rahatsızlık ve ruhun çırpınışlarını yok etmek üzere alınan ilaçlar. Tabi psikoloijk rahatsızlıkların çok zaman kaybetmeden insanın beden sağlığını da etkilediğine şüphem yok. Bu kadar hasta insanla birarada yaşarken toplumda sağlıklı bireyler kalması mümkün mü? Evet mümkün, ama şekilcilikten ve yüzeysellikten kurtulup, evreni algılamaya çalışarak ve Yaradan'a ulaşma arzusunu içimizde taşıyarak. 
      Şekilcilik konusunda en vahim tablo insanın inançlarında yüzeysel olması, inanıyormuş gibi yapması ve başkalarının da böyle yapmasını beklemesi, kendi yarattığı putların esiri olması. İçinde bulunduğumuz toplumda sıkça Müslümanlık kavramını anlayamamış Müslümanlarla karşılaşıyoruz. Allah'tan korkmak yerine, patronundan, babasından, eşinden korkan insanlar olmuşuz bunların hepsini de Allah'ın yarattığını unutarak. İnsanlar ölünce isyan ediyoruz, sanki canı veren bizmişiz gibi. Yaşadığımız olaylarda suçlu arıyoruz veya kahraman herşeyden haberdar olan Allah bizim bunu yaşamamıza izin veriyor, bunun farkına varamıyoruz. Biz dünyevi sebeplere ve olaylara bağlanmışken, ötesini nasıl görecek ki gönül gözümüz. Allah'a olan inancımızı kalbimizde hissetmiyorsak bize namaz da ağır gelir, oruç da; dua etmek de ve samimiyetini kaybeder ibadetlerimiz bunu anlamalıyız. 
      Toplum baskısıyla din öğrenilmez, Allah'ın gönderdiği kitabı okumadan, yaşadığımız olayların perde arkasında Allah'ın varlığını idrak etmeden, peygamberlerin, inananların neler yaşadığını öğrenmeden sağlıklı bir hayat görüşüne sahip olamayız. Bu dünyayı, makamı, mevkiyi, parayı, diplomayı ilahlaştırıp bunları kazanıp sonrasında da kaybetmemek için çabalar sonra da bunun için mi kendimi heba ettim deyip kendimizi kınarız. Bizden önce yaşayanların da çoğunun bu sebeplerle hüsrana uğradığına Kuran okuyarak şahit olabiliriz. Kuran'da öğüt verildiği üzere dünya üzerinde gezip dolaşarak, insanların hikayelerini, sonlarını görmek de bize sağlam bir delil oluşturur. Öğüt almak istersek kaynağımız Kuran olmalı, insanın özüne dönüşü, inancında şekilcilikten öze geçmesi de böyle mümkündür. Çünkü Allah kullarının kalbini en iyi bilendir, O'ndan başka bir dost aramaya gerek yoktur. Kimseye baskıyla başını ört, namaz kıl, oruç tut demeyin, Allah'ın mucizelerle dolu kitabını okuyun, okutun. İnsana kendini, Allah'ı, bu dünyaya neden geldiğini daha iyi anlatabilecek bir kitap yoktur. 
      Hani çocukken en sevdiğimiz kitap diye anket doldururduk ya, şimdi o anketi yapsalar Kuran derim. Ayrıca bana okumayı yazmayı sabırla öğreten anneme, öğretmenime, ilk okuduğum masal kitaplarımın yazarlarına, bana ilk Kuran'ı hediye eden kayınvalideme çok içten teşekkür etmek istiyorum. Hepsi bütün adımlarım bütün çalışmalarım bütün mucizelerim ve bütün kırgınlıklarım birgün Kuran'la tanışmak içindi. Çok güzel bir söz okudum, bir kitap insanın hayatını değiştirebilir! Evet hayatındaki negatif olayların bile seni bir yerlere götürebileceğini anlarsın yeter ki Oku, Allah'ın emriyle.
       İnancında samimi olan insan için bir hayat görüşü vardır artık, Allah'ın yarattıklarına, kendisine ve çevresine saygı göstermek, karşısına çıkan insanlara selamın, sözün en güzelini söylemek, yoksul yetim ve darda kalmışlara yardım etmek, Allah'a olan kulluk görevini şükrünü, ibadetlerini doğru biçimde yapmaya çalışmak; ikiyüzlü olarak değil samimiyetle Allah'a yönelmek, dünya hayatında kendine, ailesine, çevresine faydası dokunacak işler yapmak, Allah'ın dinini yaymak için mücadele etmek. Müslümanın daha pek çok güzel vasfını layıkıyla taşımaya çalışmak. Böyle bir hayat yaşayan insan maddi sıkıntılar, sevdiklerinin kaybı, hayattaki başarısızlıklarla üzülse de, bunların hepsinin gelip geçici olduğunu idrak etmiş, Allah'ın rızasını kazanmak için kendisine verilen zamanı isyan ve nankörlükle değil şükür ve sabırla geçirmeye niyet etmiştir. Böylece kendisi için de en hayırlı yolu seçtiğinin bilincindedir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaşam ve Ölüm

Doğumu mucizevi bir olay kabul ediyoruz fakat ölüm neden hep kötü şeyler hatırlatır bizlere? Başka bir boyuta geçeceğimize inanan herkes iç...