19 Temmuz 2018 Perşembe

Yalnızlık

Hayatta beni en çok üzen doğru bildiğim kararlarımda veya doğruyu söylediğimde arkamda kimsenin durmayışı oldu herhalde. İnsanlara bakın böyle daha iyi olabilir dediğimde, hep biz biliyoruz, sen kendi işine bak dendi. Veya ben bunu yapacağım dediğimde yapamazsın dediler, destek olamayız dediler. Bunlar beni neden yıkmış neden üzmüş şuan daha iyi anlıyorum. Tabi insanın kendine uzaktan bakması da şart bunları görebilmek için, yoksa çok da uzaklarda değil hep başkalarını suçlayan öfkeli hallerim.

Biz hayata içerden gelen bir kudretle, bize bahşedilen bir ruhla başlıyoruz ve bu hayattan göçtüğümüzde de bizimle beraber varolduğunu sandığımız herşeyi bırakıp ruhumuzla yolculuğumuza devam ediyoruz. Peki bu hayatı yaşarken ne kadar farkındayız? Kendimizi unutup başkalarının fikirlerine bakış açılarına odaklandığımız her an, kendi fikirlerimizi küçümsediğimiz, hayallerimizi yok saydığımız her an kendimizden birşeyler eksiltiyoruz. Selam, biz de burdayız, burdaydık diyebilmek için gelmedik mi biz bu dünyaya, bir imza da biz atalım arkamızda iyi işler bırakalım ve hakiki ebedi yurda dönelim. Lise sıralarında hani üst sınıflardan kalan sıraların üzerinde kazınmış isimler vardır. Bundan ibaret değil mi sanki hayat. Geriye ismimiz ve yaptığımız işler kalacaksa, başkalarının ne dediğinden çok bizim bu dünyada ne için varolduğumuzu bulmak gerekmez mi? 

Kimseyi dinlemeyin değil demek istediğim, aksine herkesi dinleyin ama kalbinizi daha çok dinleyin, doğruyu ararken insanın vicdanının sesi daha ağır basmalı. Diğer sesleri susturamayız ama kalbimizi de bir köşede yalnız bırakmaya hakkımız yok. Kalbimizi kıranlara, bizi küçümseyenlere selam deyip yol alma vaktidir belki de elimizde kalanlarla. Elimizde kalan bazen sadece vicdanımız ve kalbimiz olabilir, maddi dünyaya ait şeyleri kaybetmiş veya hiç bulamamış da olabiliriz.

İnsanın vicdanı ve kalbiyle yol alması ne demek? Diğer insanları mutlu etmek için değil, sadece kendi nefsi için de değil, daha doğruya daha güzele ulaştıracak yollar araması, bulması belki de o yolu açması demek. Hiç yol yok ki demeyin, Rabbim öyle kapılar açar ki şaşırırsınız, insanın kendinden ümit kesmesi dünyadaki en korkunç şeylerden değil mi? Umut var, renk var, neşe var ama kimbilir hangi kapının ardında bilebilir miyiz? Zor günlerde daha çok tekrarlanması gereken bir ayet olsun dillerimizde: ''Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.'' (Secde,17) 

Size inanmayanlar, gülüp geçenler veya destek olamam diyenleri dinleyip kalbinize, kendinize haksızlık etmeyin, en doğruyu en güzeli biz arayıp bulmalıyız bazen, ve bunun için yalnız kalmayı da göze almak gerekebilir. Biz yalnız olduğumuzu sansak da aslında öyle değil , her zaman düştüğümüzde tutan, bizi doğru yola iletmek isteyen Rabbimiz var. Kimse bizi anlamıyor, dinlemiyor, desteklemiyor sanmayalım, belki yalnız çıkacağız bu yola, ama Rabbim güzel yoldaşlar verecek kimbilir? Cemalnur Sargut hocam insan en yakınlarıyla imtihan olacak ki tekamül edebilsin diyor ve haklı. Tekamül edebilmek için onlara kızıp durmak yerine, onları selamlayıp devam etmek gerekmez mi? Yoksa nasıl yürünecek o kadar yol, nasıl varılacak hedefe? Dilerim hayatınızda güzel kapılar açılsın, herşey gönlünüzce olsun. Güzel bir parça bırakalım, okurken aynı zamanda ruhunu dinlendirmek isteyenler için: 


11 Temmuz 2018 Çarşamba

Bir garip yolcuyum

Bize hayatın bir yolculuk olduğunu söylediler. Fakat bu yolculuğu belediye otobüsüyle mi yoksa lüks arabamızla mı; deniz yoluyla mı yoksa uçarak mı yapacağız kimse söylememiş. Zaten yolculuğa başlarken de böyle bir seçme hakkımız yok. Yolun başında ve sonunda aynı yerdeyiz orada hemfikiriz. Ama yol boyunca ne yapacağımızı nasıl bilebiliriz? Aslında Allah yarattığı kullarına zulmetmez, ve herkesin yolunu ona kolaylaştırır. Ama biz arabamızla denizden geçemeyeceğimizi, elimizdeki otobüs kartıyla uçağa binemeyeceğimizi anlamak zorundayız. Yani haddimizi yerimizi bilmek kavramak mecburiyetindeyiz.

Hayatı çok iyi biliyoruz, çok akıllıyız tamam, ama bize verilen adrese bile navigasyonla gidiyoruz arkadaşım biraz samimiyet lütfen. Navigasyon teknolojisi yokken de sora sora gitmiyor muyduk zaten? Neden böyle olduk? Adresi yanlış tarif ettiler diye mi insanlara, hayata küstük? Hayatımızı neden yol yordam bilmeden, rehber aramadan yaşayıp karmaşıklaştırıyoruz? ''Bir bilene sor'' sözü çok uzaklarda kaldı sanki, malum herkes çok biliyor..

Gençlik diyelim, cahil cesareti diyelim insanoğlu elbet yanlış yollara sapacak ama bu demek değil ki doğru yolu bulamayacak. Çıkmaz sokakta oturup ağlamak da bir seçim tabi ki ama ömür boyu burada ağlasan, kendini parçalasan da kimse görmeyecek. Diğer seçenekleri göreyim dersen, geri dönüp yeni bir yol arayışına girebilirsin zahmet olmazsa.

Gelelim vesait olayına, işte falancanın oğlu/kızı arazi aracı aldı, benim otobüs biletim bile yok, varsa da yetersiz bakiye, nasıl gideyim gitmem gereken yerlere, varmam gereken hedeflere? Başta ne dedik varacağımız yer aynı, sen yürüyerek başla işe Allah kolaylaştırır diyeyim. Hızlı gitmen gereken yerde zaten ihtiyacın olan araç sana verilir. Demek ki şuan yürüyerek gitmen gerekiyor, demek ki yürüyebildiğin için şükretmen gerek, şuan o aşamadasın.

Söz açılmışken anlatayım içimde kalmasın; öğrencilik yıllarımda 3 araç değiştiriyorum üniversiteye gitmek için, geç kalınca hocadan fırça yedim, hocanın özel aracı ve şoförü varmış bilmiyordum. Evimin nerde olduğunu sordu, çok da uzak değil dedi, özel araçla yarım saatlik mesafeyi 3 ayrı toplu taşıma aracında, dolana dolana 1 buçuk saatte falan gidiyorum tabi ben. Her araçta binemedim, inemedim kavgası derken uzuyor da uzuyor yollar. Şimdi bu hadiseye tekrar bakınca Einstein'ın görelilik teorisini de daha iyi anlıyorum; otobüsle gidenle özel aracıyla giden kişinin zaman kavramı da aynı olmuyor. Belki rahmetli de böyle keşfetti bilemiyorum. Çok okuyan mı çok gezen mi bilir sorusuna da yanıt olsun bu hadise.

Bakış açıları farklı olsa da gerçeklik aynı aslında. Herşey bizim elimizde değil evet ama elimizdekileri iyi kullanmak bizim elimizde. Şükretmek bizim elimizde. Bu yazıyla olan yolculuğumuz da burada bitiyor, sizlere hayırlı yolculuklar, durakta inecek var! Yazının anlam ve önemini pekiştirmek için de bir şarkı bırakalım buraya:



Yaşam ve Ölüm

Doğumu mucizevi bir olay kabul ediyoruz fakat ölüm neden hep kötü şeyler hatırlatır bizlere? Başka bir boyuta geçeceğimize inanan herkes iç...