14 Mayıs 2016 Cumartesi

Modern putlar

    İslamiyet insanlara aklı kullanarak gerçeği bulmanın ve vicdanı kullanarak iyi insan olmanın önemini anlatmıştır. En büyük fikri savaşlardan biri putlara karşı verilmiştir. İnsanın kendisinden güçlü ve saygın bir varlık olduğunu düşünerek yaptığı putlar ve bunlara olan sevgisi ne yazık ki gerçekleri görmelerine çoğu zaman engel oldu. Bu putları yıkmak ve yanlış yolda olduklarını kabullenmek ve kendilerine ayetler getiren peygamberin anlattığı tek bir yaratıcıya, Allah'a inanmak onlara zor gelmişti. Gözle görülür, elle tutulur bir nesneye tapmak daha kolaydı onlara göre. Bugün ne yazık ki durum birçok insan için değişmedi.
    Somut ve soyut kavramları öğrenmiştik çok küçükken, soyutu nasıl ifade edeceğimizi nasıl örnek vereceğimizi şaşırırdık, somut olan gözle görülür, elle tutulur olanı anlamak ve anlatmak daha kolaydı bizim için. Elektrik, akıl, vicdan gibi olguların soyut olduğunu öğrendik, bunlar vardı fakat biz göremiyorduk. Allah'ı inkar ederken göremiyorum o halde yoktur iddiası burada çöküyor zaten. Biz Allah'ı yarattıklarıyla, kutsal kitaplardaki ve hayatımızdaki mucizeleriyle, ibadetlerimizle bilmeye çalışıyoruz. Gerçek anlamda onu göremeyeceğimizi bilerek iman ediyoruz. Peki gördüğümüz, dokunduğumuz nesneler bize daha mı yakın geliyor Allah'tan? Modern putlar başlığını bilerek seçtim, çünkü artık put inşa edip tapan insanların sayısı azaldı. Bunun sebebi, peygamberler aracılığıyla inen kutsal kitaplarımızdır, insana yaptığının ne kadar saçma bir iş olduğunu göstererek anlatmıştır. Peki yıkılan putların yerini modern putlar almış olabilir mi? Modern putlarla biz; dünyaya neden geldik, Allah kitabında bizler için nasıl bir yaşamı övüyor, nelerden sakının diyor bunları unutuyoruz. Bu putlar nelerdir hep beraber bakalım:
     Her türlü mal, mülk; bunlar ev, işyeri, araba, takı hatta elbise dahi olabilir. Nasıl tapıyoruz bunlara? Karşılarına geçip ibadet etmiyoruz elbette fakat onlara olan sevgimiz bizi onların kulu, kölesi haline getiriyor, adeta bir ev almak için ömrümüzü heba ediyoruz. İstediğimiz evi alana kadar belki hayatın pek çok alanını ıskalayıp yaşadığımızı sanıyoruz, yoksullara yardım etmek yerine de 2. evimizi ne zaman alabiliriz diye hayaller kuruyoruz. Peki 100 evimiz olsa da ömrümüzün kısıtlı olduğunu ve sahip olduğumuz en önemli şeyi, zamanı bu evler uğruna harcamanın bize ne kazandıracağını düşündük mü? Bu arada evler inşa ederek bunları halkın yararına sunan insanlardan bahsetmiyorum. Sahip olduklarımız için Allah'a şükredip, gerçekten ihtiyacımız olan şeylerin, iyiliğin adaletin, huzur ve barışın peşinden koşmak zor geliyor. Oturacak bir evi olan kimse daha iyi bir evde oturmak isteyebilir ama 10 tane ev almak ne demektir? Birincisi bu ev fiyatlarının yükselmesine sebep olur, zenginler beşer onar alırken;yoksulların hiçbir zaman bir ev alamayacağı anlamına gelir, çünkü arz sabit de olsa talep hep vardır. İkincisi bu evleri istediğiniz fiyattan kiraya verdiğinizde, yoksullar kirayı ödeyebilmek için belki de bütün kazandıklarını size verir. Ölümle beraber sahip olduklarımızdan ayrılacağımızı unutmazsak, yaşarken ne için çabaladığımıza da dikkat ederiz. Mal ve mülk de Allah yolunda, yoksulu yetimi doyurmak için harcandığında bir anlam ifade eder, öteki türlü bir yüktür insanın omuzlarında.
    Putlarımız sevdiğimiz insanlar da olabilir; akrabalık bağları elbette çok güzeldir hatta Kuran'da övülür, çünkü insanların bir arada olması birbirini sevmesi demek huzur demektir, barış demektir. Ama sevginin ve itaatin de bir sınırı var bunu unutmamalı, Allah'ın yarattığı kullar olarak biz diğer insanlarla ancak eşit olabiliriz, bazı özelliklerimizle onlara üstün gelmemiz insan olduğumuz gerçeğini değiştirmez. Aile sevgimiz, bizleri onların gittiği yanlış yolların doğru olduğuna inandırmamalı. Çünkü biz hür bir akıl ve vicdanla geldik dünyaya, düşünmek ve doğruyu bulmak için varız. Doğrular da aslında çok uzakta değil fakat yalanlarla kuşatılan bir insan için onu bulmak zor olabilir. İnsanın en sevdikleriyle yollarının ayrılması kolay değildir elbet, ama doğru yolda yürüdüğünü bilen insan için zorluklar da geçicidir. İnsan düşmanları tarafından felakete sürüklenmez genellikle, çünkü düşmandan ne geleceğini bilir ve sakınır fakat yakınları dostları tarafından öyle bir noktaya getirilir ki geri dönüşü çok zor. Lütfen gözlerimizi açalım, kimseyi memnun etmek için kendi ailemiz dahi olsa, bu hayatı heba edemeyiz, iyi ve güzel işler yapmak için geldik. Küfre, haramlara dalmış insan en yakınımız da olsa uyarmak ve yalnız da kalsak Allah'a sığınmak durumundayız. Aklını ve vicdanını kaybetmiş insanlar olmaktansa, aklını ve vicdanını terkeden insanlardan uzak yaşamayı tercih etmeli insan. Yoksa hesap günü bizi yanlış yollara sürükleyenler, bizim günahlarımızı üstlenemezler.
     Belki de hiç farkına varmadığımız ama en tehlikeli putlardan biri de kendi arzu ve isteklerimiz, nefsimiz veya egomuz. Biz kendi kendimizi ilah edindiğimizi fark etmeyebiliriz, ama bencil bir hayat yaşıyorsak, kendi çıkarımız uğruna her türlü kötülüğü yapmak bize kolay geliyorsa burada biraz durun. Egomuz bedenimize zor gelen fakat ruhumuzu kişiliğimizi besleyen herşeyden uzak durmak isteyecektir. Yemek yemek, cinsel hazlar, başkalarını küçümsemek ve kendini önemli hissedip kibirlenmek, onu besleyecektir, bu dünyaya kendini mutlu etmek için geldiğini sanan birçok insanın durumu böyledir. Mutlu olmak insanın egosunu tatmin etmesi değildir, belki de bunu geç olmadan anlasak iyi olur. Başkalarını kırıp dökerek ben ben diye kendimizden geçtiğimiz her dakika aslında kendi benliğimizi paramparça ediyoruz, hep sağlıklı ve güçlü olacağımızın garantisi yok, düştüğümüz de kimden yardım isteyeceğiz? Allah'ın emir ve yasaklarına uymamanın cezasını belki bu dünyada da çekeceğiz ve kime sığınacağız bilerek inkar ettiklerimizden.
     Hepimizin hayatında ikilem de kaldığı noktalardır belki de bunlar, çünkü biz dünya hayatını zorlaştırmak istemeyiz, daha çok şeye sahip olmak varken başkalarını düşünmek; sevdiklerimizle uyum içinde yaşamaktansa doğruyu söyleyip 9 köyden kovulmak veya kendi isteklerimizi susturmaya çalışmak zordur. Ama unutmayalım, ''Elbette her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.'' (İnşirah suresi 5. ayet)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaşam ve Ölüm

Doğumu mucizevi bir olay kabul ediyoruz fakat ölüm neden hep kötü şeyler hatırlatır bizlere? Başka bir boyuta geçeceğimize inanan herkes iç...