23 Ekim 2016 Pazar

Toplumsal dönüşüm

  Hergün görmeye başladığımız çocuk tacizi, hayvan tacizi, kadın cinayeti haberlerinden psikolojimizin ne düzeyde olduğunu toplum olarak tahmin etmek zor değil. Fakat nedense kimse toplumda neden böyle haberlerin sıklaştığını ne yapmamız gerektiğini konuşmuyor, çocukları öldüren canilere elbette idam cezası gelsin fakat mesele yeni caniler üreten bir sistemden çıkmak zorunda olduğumuzu anlamak. Kısaca ne demek istediğimi anlatacağım ve artık şunu bilin bu olaylardan toplum olarak hepimiz sorumluyuz, göz yumduğumuz şeyleri artık açıkça düşünmeli ve gerekli düzenlemeleri yapmak için harekete geçmeliyiz.
    Öncelikle toplum yaşantımızın değişmeye başladığını bilsek de kimsenin kimseye selam vermediği bir yere dönüşmek zorunda değiliz; en basit örnekle ben bir sitede oturuyorum kimseyi tanımıyordum, bir facebook grubu kurarak normalde tanıyamayacağım pek çok komşumu tanıdım sosyal alanda çay kahve günleri yaptık, hala görüşüyoruz. İnsanlara güvenmemekle insanlardan kaçmak arasında bir fark var, toplumu bir arada tutan aile, akraba, komşuluk ilişkilerini çıkarlarımıza dayandırmaktan vazgeçelim. Bir adım atalım illaki karşımızdaki insandan beklemeden, bazen yaptıklarımız görmezden gelinecek buna da sabredelim. İnsanları dışlamak için fırsat kolluyoruz yapmayalım. Dışladığımız insanlar toplumda kabul görmediklerini bilerek daha uç noktalara kayıyorlar ve zararı gene toplum olarak görüyoruz. Her bireyi elimizden geldiğince topluma hazırlamak ve bunu yaparken kimseyi incitmemek bizim görevimiz. İstediğiniz kadar kaçın toplumun gerçekleri sizi bulur, dışarda yaşanan yoksulluklara, sorunlara göz yumup kendi küçük hayatınızda mutlu olmaya çalışmayın. Elinizden ne geliyorsa o miktarda maddi manevi destek olun, sadece kendinizi değil toplumu da kalkındırmak için adımlar atın. İlla ki okul yaptıracak değilsiniz, yerdeki çöpü kaldırdığınızda da hem iyi bir örnek olursunuz, hem de çevreye, topluma faydalı bir iş yapmış olursunuz. Aman bana mı kaldı dünyayı ben mi kurtaracağım görüşü yüzünden bu haldeyiz. 
    Birilerinin çocuğu başkası için çöpten ibaret olabiliyor, peki nasıl? İnsana saygı ve değer toplum olarak tekrardan kazanmamız gereken özellikler. Bencillikten vazgeçmediğimiz; bir toplum olduğumuzu kabullenmediğimiz sürece eğitim düzeyleri arasındaki uçurum, maddi olanaklar arasındaki uçurum artacak ve dolayısıyla suç oranları artacak. Çocuklarını özel okula, dersaneye, kurslara gönderen aileler, devlet okuluna dahi gidemeyen bir yavruyu da görmeli, ailesinin yoksulluğu onun eğitimine engel olmamalı. Herkesin çocuğu özeldir evet ama en basit haklardan yoksun karnı aç çocuklar olmamalı, bir yanda yemek beğenmeyen çocuklar varken. Olmaması için gerek devlet kurumları gerek sivil kuruluşlar çalışıyor. Sosyal medyanın gücünü de katalım pek çok grup dernek yardım kampanyalarını, ihtiyaç sahiplerini duyuruyor. Hangisine güven duyuyorsanız oraya destek olabilirsiniz.
   Toplumsal kalkınma bananecilikle olmaz, benim çocuğum en birinci olsun ötekiler işsiz kalsınla olmaz. Toplumda eğitim alamamış meslek sahibi olamamış, dışlanmış çocukların ne yapmasını bekliyorsunuz? Bir kısmı hallerine şükreder sabreder elbette ama ya nefislerine hakim olamayanlar? Nasıl durduracaksanız onları? Ezdiğiniz görmezden geldiğiniz insanlardan korkuyorsunuz zaten. Kimseyi ezmeyin kimseyi de görmezden gelmeyin lütfen. Aldığınız eğitimle, arabanızla, çocuğunuzla gurur duymayın lütfen. Allah katında bunların bir değeri yoktur. Olmayanlarla paylaşabiliyorsanız değerli olan budur. Bu dünyada da size fayda sağlar, öteki dünyada da.
  Toplumu kutuplaştırmaktan daha kolayı var; birleştirmek, imkanları kısıtlı olanları da anlamaya çalışın. Ben devlet okullarında burslarla öğretmenlerimin hatta arkadaşlarımın desteğiyle okudum ve iyi bir üniversite bitirdim. Arkadaşlarımı da kattım çünkü yemek alacak param olmadığında bana da alırlardı benim için anlamı büyüktür, çünkü acımasız insanları da çokça gördüm. Hala hatırlayınca, neden böyle şeyler yaşadığımı düşünüp anlıyorum, yaşamayan bilemez, bilmeyen anlatamaz. Arkadaşımın babası, annesi beni arabayla bıraktığında hep çok mutlu oldum bizim arabamız yoktu, otobüsle veya yürüyerek gitmek hiçbir zaman bana zor gelmedi ama birinin bana değer verdiğini görmekti beni mutlu eden çünkü belki de bazı insanlar kendi ailelerinde o değeri göremiyorlar maddi manevi. İnsana, çocuklara değer verelim sadece kendi çocuklarımıza değil, onlarda büyüyüp bu topluma iyi veya kötü bireyler olacaklar, belki yaptığınız iyilikler onların yaralarını saracak karanlıklar içindeyken aydınlanmalarını sağlayacak. Küçücük bir ilgiye, sevgiye, bir ekmeğe, bir oyuncağa sevinecek çocuklar var, yani kendi küçük dünyamızda kendimizi mutlu etmeye çalışmaktan kolayı da var. Yanı hayat paylaşınca güzel. Asmayın yüzlerinizi, kirletmeyin yüreklerinizi biz çocuklarımıza iyi bakarsak yarınlarımız da güzel olacak Allah'ın izniyle. Peygamberimiz kız çocuklarının diri diri gömüldüğü zamanlarda insanlığı, ahlakı, inancı anlattı; inancımızı kaybetmeyelim elbet kötü ve karanlık kaybolmaya, kendini yoketmeye mahkumdur, doğruluk adalet iyilikse yarına ve ahirete kalacak olandır. Hayırlı günler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaşam ve Ölüm

Doğumu mucizevi bir olay kabul ediyoruz fakat ölüm neden hep kötü şeyler hatırlatır bizlere? Başka bir boyuta geçeceğimize inanan herkes iç...